Yazının başlığını Hürriyet internetin bir haberi verdi. Başbakan,Türk Siyasetine kazandırdığı ''balkon konuşması'' sırasında şarkı söylüyormuş.
Seçim öncesi anket sonuçlarının aksine oylarını artırmış, her iki seçmenden birinin oyunu almış. O şarkı söylemesin de kim söylesin?
Her seçimden önce ve sonra gazeteciler, siyasetçiler, akademisyenler televizyona çıkar, konuşurlar: ''Efendim işte hede hödö...''
Halbuki bir gün de dağdaki çobanı çıkarsalar, ''Hangi partiye oy verdin? Neden'' deseler, daha kesin bir sonuç çıkabilir.
Nitekim seçim anketleri yine çok doğru sonuçlar veremedi. Hatta bazı anketlere göre seçmen, Ak Parti'yi sandığa gömecekti. Siyasi parti liderleri, akademisyenler de bu sonuçlara göre yorum yaptılar. Halbuki Ak Parti'nin esas seçmeni internete giren veya seçim anketi dolduran insanlar değil. Bunu gözardı ettiler.
Bir de şu var: Eğer hep denildiği gibi çobanla Güler Sabancı, cemaat üyesiyle Ermeni Papaz aynı partiye oy veriyorsa, durup düşünmek gerek.
Anayasa Seçimi
Eğer Ak Parti daha çok oy alsaydı, tek başına anayasayı değiştirme gücüne de sahip olacaktı. Yani CHP engeli ortadan kalkacaktı. Ama olmadı.
Ancak AKP'nin eli yine de güçsüz değil. Eğer değişikliği CHP veya diğer partiler veto ederse, aldığı oy oranı sayesinde halk oylamasına gidebilir ki buradan çıkacak sonucun da seçim sonucundan çok farklı olmaması bekleniyor. Yani anayasa AKP'nin istediği doğrultuda değişebilir deniyor.
Başa dönecek olursak, neden seçim anketlerinin aksine Ak Parti'nin oyları düşmedi? Seçmen internetten başka partiye, sandık başında AKP'ye mi oy verdi?
Siyaset uzmanı değilim ama bana göre bu olay biraz da şuna benziyor:
Araba tamircinizi hiç sevmeyebilirsiniz. Ama işini doğru yaptığını düşünüyorsanız, yine ona gidersiniz. Arabanızı başkasına emanet etmezsiniz. Yani seçmen başka parti veya başka bir liderin daha iyi olduğunu düşünse, ona oy verir. Başkasını daha iyi niyetli görebilir. Ancak bu işi hakikaten yapabilir mi diye sorulursa, yine sevmediği tamirciye gidecektir.
Ne demişler: İş başka, arkadaşlık başka.
Seçim öncesi anket sonuçlarının aksine oylarını artırmış, her iki seçmenden birinin oyunu almış. O şarkı söylemesin de kim söylesin?
Her seçimden önce ve sonra gazeteciler, siyasetçiler, akademisyenler televizyona çıkar, konuşurlar: ''Efendim işte hede hödö...''
Halbuki bir gün de dağdaki çobanı çıkarsalar, ''Hangi partiye oy verdin? Neden'' deseler, daha kesin bir sonuç çıkabilir.
Nitekim seçim anketleri yine çok doğru sonuçlar veremedi. Hatta bazı anketlere göre seçmen, Ak Parti'yi sandığa gömecekti. Siyasi parti liderleri, akademisyenler de bu sonuçlara göre yorum yaptılar. Halbuki Ak Parti'nin esas seçmeni internete giren veya seçim anketi dolduran insanlar değil. Bunu gözardı ettiler.
Bir de şu var: Eğer hep denildiği gibi çobanla Güler Sabancı, cemaat üyesiyle Ermeni Papaz aynı partiye oy veriyorsa, durup düşünmek gerek.
Anayasa Seçimi
Eğer Ak Parti daha çok oy alsaydı, tek başına anayasayı değiştirme gücüne de sahip olacaktı. Yani CHP engeli ortadan kalkacaktı. Ama olmadı.
Ancak AKP'nin eli yine de güçsüz değil. Eğer değişikliği CHP veya diğer partiler veto ederse, aldığı oy oranı sayesinde halk oylamasına gidebilir ki buradan çıkacak sonucun da seçim sonucundan çok farklı olmaması bekleniyor. Yani anayasa AKP'nin istediği doğrultuda değişebilir deniyor.
Başa dönecek olursak, neden seçim anketlerinin aksine Ak Parti'nin oyları düşmedi? Seçmen internetten başka partiye, sandık başında AKP'ye mi oy verdi?
Siyaset uzmanı değilim ama bana göre bu olay biraz da şuna benziyor:
Araba tamircinizi hiç sevmeyebilirsiniz. Ama işini doğru yaptığını düşünüyorsanız, yine ona gidersiniz. Arabanızı başkasına emanet etmezsiniz. Yani seçmen başka parti veya başka bir liderin daha iyi olduğunu düşünse, ona oy verir. Başkasını daha iyi niyetli görebilir. Ancak bu işi hakikaten yapabilir mi diye sorulursa, yine sevmediği tamirciye gidecektir.
Ne demişler: İş başka, arkadaşlık başka.