14 Kasım 2010 Pazar

Türkiye'de Kişisel Markanın Adı: Yasemin Sungur

Bir yazının başlığı çok önemlidir: Çekici, vurucu, çarpıcı olmalı ki, kendini okutsun, denir. Bunun için de bir konuyu yazmak istedğimde, pekçok kişinin aksine, yazıdan önce başlığı düşünürüm. Başlık yazının sloganı gibidir: Onu satar ve bana göre bir şeyi 'iyi yapan' değil, 'iyi satan' kazanır.

Bu yazıya başlamadan önce de yine düşündüm ne başlık atsam daha etkili olur diye, bulamadım. Yasemin Sungur hakkında yazacaktım: 'Azmin Zaferi', 'Kişisel Gelişim Hikayesi' gibi seçenekler geçti aklımdan. Ama hayır. Hiçbiri tam olarak O'nu doğru ifade edemiyordu. Çünkü O, verdiği eğitimlerde, yaptığı konuşmalarda anlattığı gibi, kişisel bir marka: Yasemin Sungur'du.

Fikir Toplama Kampı'na başvurduğum zaman, diğer konuşmacıların da iyi olacağını tahmin ediyordum. Ama bunların arasında Yasemin Sungur'un olması bir başkaydı. Nitekim bundan iki yıl önce Thinker and Talker Kamp 08'in de son konuşmacısıydı Sungur. Anlattıklarının çoğunu unutmuştum esasında. Bir şeyi unutmak kolaydır ama o şeyin yaşattığı hisssi unutmak daha güçtür. Yine O'nu dinleyecek olmak çok heyecan vericiydi.

Ne Ekersen Onu Biçersin

Sunuma kendini tanıtmakla başladı: ''Üniversitede bankacılık okudum. Ama bir şey sürekli ''bu iş değil, doğru iş değil'' diye dürtüyordu. Daha sonra insan kaynaklarında çalıştım'' İşe alım için pekçok insanla konuşmanın kendine çok şey kattığını düşünüyor. 90'lı yıllarda 'koçluk' kavramıyla, daha sonra 'kişisel marka' kavramıyla tanışmış. Şimdi ise Kişisel Gelişim Enstitüsü'nde, 7'den 77'ye gelişim diye tanımladığı işler yapıyor. Turkcell, Vakıfbank ve Mercedes gibi şirketlerle de koçluk çalışmaları yürütüyor. Ayrıca FTK'da olduğu gibi, öğrenci çalışmalarına da katkı sağlıyor.

Ekrana yansıyan sunumda ''Ne ekersen onu biçersin'' yazıyordu. Bu soruyu sorun kendinize diyordu Yasemin Sungur: ''En son ne ektiniz ve ne biçmek istiyorsunuz?''  O'na göre kişisel marka olmak sürekli sonuç odaklı olmayı gerektiriyor: ''Ben bunu neden yapıyorum ve sonunda neyi amaçlıyorum?'' Üstelik çok fazla şeyi aynı anda istemek, sonunda hepsini yarım bırakmaya neden oluyor: ''Ne istediğimizi bildiğimizde ve onu analiz edebildiğimizde yol katederiz''

''Çiftçiler bazı tarlaları nadasa bırakır. Her şeyi aynı anda ekip biçemezsiniz''

İnsanın marka değerini oluşturanlarsa bilgi, güç, çaba, tutku, deneyim gibi özellikler: ''Deneyim elde etmek veya bizden önce o yollardan geçmiş insanların deneyimlerini okumak gerek'' Bunu duyduğum ilk kişi değildi Yasemin Sungur. Daha önce de biyografi okumanın  gerekliliğine değinenlere rastlamıştım.

''En az 10 tane sizi siz yapan değeri ortaya çıkarın, özelliklerinizi sıralayın. Bunlar markanızı oluşturur''

''Çoğumuz 'ben kimim'e değil, 'kim olmak istiyorum'a odaklanıyoruz'' O'na göre bu durum, başarının önündeki büyük bir engel. Önce 'ben kimim'e odaklanmalıyız. Başkalarının hakkımızdaki düşüncelerine önem vermeliyiz.

Bizim düşüncelerimiz de önemli: ''Bir defteriniz olsun ve yazın. O sizin defteriniz, kitabınız olsun. Hayallerinizi yazın. Hatta bir fotoğraf karesi çekin ve o fotoğrafa ulaşmak için çalışın. Hayalinizin fotoğrafını çekin''

Ama bunun için önce o konuyla ilgili kitapları okumak, ne yapılması gerektiğini saptamak gerekiyor. Aşama aşama ilerlemek gerekiyor: Bu gerçekleştiğinde bu gerçekleşecek.

''Genel müdür olmak bir amaç olmamalı. Genel müdür olduğunda ne değişecek, neler yapacaksın? Bunları düşnmeli ve bir sonraki aşamayı hayal etmeliyiz''

''Hayal etmenin gücünü küçümsemeyin'' Bunu da duyduğum ilk insan Yasemin Sungur değildi. Sinan Yaman da işe hayal kurarak başlamayı öneriyordu.

'Benzemez kimse sana' dedirtmeniz gerekiyor, diyordu Sungur arka fonda çalan ''Benzemez Kimse Sana'' ve projektöre yansıyan, çiçek bahçesinde tüm çiçeklerden sıyrılmış, uzun bir lale eşliğinde.

''Seni benzersiz kılan yetenek, beceri, deneyimler neler?''

''Kişisel marka yaratmak için benzersiz yanım ne diye araştırıp, ortaya çıkarmak gerekiyor. Bunun yolu da toplumda herkesin yaptığı bir şeyi herkesin yaptığı gibi yapmamaktan geçiyor. Bunun için de bazen sevilmemeyi göze alarak düşüncenizi savunmanız gerekir''

Doğru bildiğiniz şeyleri savunmak için risk alın. Bu sizi benzersiz kılar, diye açıklıyor bu durumu.

Temeli Sağlam At

En hızlı yaratılan ama en hızlı yıkılan şey güvendir. Yorulun, tökezleyin ama kendinize güvenin.

''İnsanlar ne düşündüğünüzü bilmezlerse size güvenmezler'' Bunun için fikirlerini açıkça söyle.

Yasemin Sungur'a göre başarılı olmak için şunları eksiksiz yerine getirmek gerekiyor: Kendini tanı, konumlandır, özgün ol, farklı ol, yaratıcı, yenilikçi, tutkulu ol, uzmanlaş, iletişim ağını sabırla ör ve yönet, güven ver!

''Benim dünyamda karamsarlığa yer yok'' diyor: ''Hayat varsa, umut vardır''

Neden Kişisel Marka Olmak?

Marka katkı, fayda ve değer sağlar. Hem kendine hem hedef kitlesine. Bu her marka için geçerlidir. Kişisel marka da böyledir: ''Bütün markaların bir mesajı var. Bizim de bir mesajımız var. Farkında olarak veya olmadan mesaj veriyoruz dünyaya. Eğer bir insan hakkımızda yanlış mesaj aldıysa bunun sorumlusu biziz''

Yani başkası yanlış anlamıyor, biz kendimizi yanlış ifade ediyoruz. Kişisel marka bir algı yönetimi. Herkes bize baktığında başka bir şey görüyor. Önemli olan doğru mesaj verebilmek.

Bu düşünce biçimi benim gibi benmerkezli, başkasının düşüncesine pek önem vermeyen bir insanı bile durup, düşünmeye itti. Başkasına suç atmak kolaydı ama kendimizi yanlış ifade ettiğimizi kabul etmek zordu, üst düzey bir olgunluk gerektiriyordu.

Plan Yapmak

Yarın ne yapacağımızı bilmek ve bunu iyi yönetebilmek için plan yapmalıyız. Ama bu plan değişebilir olmalı, diyerek de zaman yönetiminin öneminden bahsediyor Sungur.

Konuşmasını bitirirken de son günlerde uyguladğı bir şeyden söz ediyor: ''Artık, birlikte zaman geçirdiğim insanlara, benden memnun kaldın mı, diye soruyorum. Bu Mevlana'nın da yaptığı bir şey''

''Benden memnun kaldın mı'' diye sormak..

Hepimiz bunu yapabilsek dünyada bu kadar sorun yaşanır mıydı acaba?

1 yorum:

  1. Merhaba Murat,

    Bu kadar zaman sonra karşıma çıkan yazında okuduğum benim anlattıklarından senin kalemine yansıyanlar çok güzel, teşekkür ederim.

    Dergimizi takip ettiğini umuyorum.
    http://www.martidergisi.com/

    Başarılar dilerim.

    Yasemin Sungur

    YanıtlaSil

Hakkımda

istanbul, Türkiye
İnsan fırsatların gelmesini bekler, fırsatlar da insanın gelmesini; İnsanlar bekler, fırsatlar bekler; kazanan hep mazeret olur

İzleyiciler

Blog Arşivi