Biliyorum, yeter artık senden çektiğim, ne YGA imiş arkadaş, bırak yakamızı diyorsunuz. Hatta belki de dernekle bir gerilla pazarlama anlaşması yaptığımı düşünüyorsunuz. Ama hayır. Zaten bu kadarını para verseler yapmazdım. Gördüğüm herkese merhaba, nasılsından sonra, 7 Kasım'a kadar Young Guru Academy Liderlik Konferansı'na başvurmayı unutma, diyorum.
Sinan Yaman ve ''hayal ortakları'' ile tanıştığımda yıl 2008'di. Kasım ayında İzmir'de okuyan kuzenim aramış, linkini gönderdim, mutlaka başvur demişti. Kabul edildim ve konferansa katıldım ama bizim kuzen ortada yok. Meğer e-postalarına bakmadığı için kaçırmış. Birkaç gün sonra, arayıp, neden gelmedin dediğimde ''O yapıldı mı ki, ben ne zamandır gelen kutuma bakmadım, niye haber vermedin, dedi. Ben de kendisinden özür diledim ve bir daha böyle bir hataya düşmemeye söz verdim.
(Bu arada teknoloji ile hayatımıza giren terimleri kullanmayı pek sevmiyorum. Yapmacık geliyor bana. E-posta, e-mektup, mesaj kutusu desem bir dert, e-mail, mailbox desem ayrı bir dert!)
Yağmurlu bir Kasım sabahında yolara düşmüştüm. Ama değdi. Genç ve başarılı konuşmacılarıyla, farklı üniversitelerden gelen katılımcılarıyla, ilham veren, motive eden, harekete geçiren bir konferanstı.
Zaten bu tür eğitim ve konferanslara, kamplara olan ilgim, Thinker and Talker Kamp 08'le başlamıştı, bu konferansla desteklendi.
Her şey bir hayalle başladı
Atatürk'e onca yokluk içinde nasıl Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunu soranlar şu yanıtı almıştı:''Önce bir hayal kurdum, sonra hayalimin önündeki engelleri belirlerledim. Bu engelleri kaldırdığımda hayalim kendiliğinden gerçek oldu.'' YGA'nın Kurucusu Sinan Yaman, hayal kurmayı küçümseyenlere bu örneği veriyor.
Konferansta onları tanıyor, sonra da doldurduğunuz form üzerinden değerlendirilip Academy'e seçilme olanağı buluyorsunuz. Seçilirseniz, Liderlik Okulu, Amerika Liderlik Kampı diye aşama aşama ilerleyebiliyorsunuz.
Buralarda da gençlerle birlikte düşünüyor, proje üretiyor ve bu projeleri hayata geçiriyorsunuz. Oku, Düşün, Paylaş ve Anadolu'ya Beyin Göçü gerçekleşmiş YGA projeleri arasında.
Ama hangi gençler?
Bu konu biraz tartışmalı. Nitekim derneğin, konferanstan sonra, öğrenci kabul ederken, ayrımcılık yaptığı yaygın bir görüş. Yani içinde benim de olduğum bir grup, derneğe yalnız Boğaziçi, Koç ve Sabancı Üniversiteleri'nin işletme, ekonomi gibi bölümlerinde okuyan öğrencilerin seçildiğini düşünüyoruz.
Bu yaptıklarının haksızlık olduğuna inanıp, onlara gününü göstermek istiyordum. Ancak bir firmanın insan kaynakları yetkilisiyle konuştuğumda, şunları söyledi:
''Evet, bu doğru. Bazı üniversitelere öncelik tanıyoruz. Ama bizim yerimize kendinizi koyun. Eskiden, boş bir pozisyona, sınırlı sayıda başvuran olurdu. Şimdiyse tek kişilik iş ilanına, binlerce başvuru geliyor. Bunların tamamı lisans veya yüksek lisans mezunu. Önceleri İngilizce yetiyorken, şimdi pekçoğu ikinci bir dil de biliyor. Hemen tüm özellikleri benzer. Aralarından seçim yapabilmek adına bu ayrıma mecburuz.
Doğru söylüyordu. Onun yerinde olsam, ben de aynısını yapardım diye geçirdim içimden.
Zaten bu ayrım daha sonraki süreç için geçerli. Konferansa katılmak içinse başvururken istekli olduğunuzu belli edin, yeter. Tabii giderek derneğin ününün artmasıyla da, başvuran sayısı artıyor, seçilme şansımız azalıyor. Nitekim Taksim Meydanı'ndaki dev ekranlarda bile tanıtım filmi dönüyor. Ama denemeye değer. Çünkü bu yıl Sinan Yaman'ın yanı sıra Sabancı Holding'in tepesindeki isim, Güler Sabancı da konuşmacılar arasında.
Sonuç olarak, Sinan Yaman, Unilever'de yüklü bir maaşla çalışırken, bir anda istifa edip Young Guru Academy'i kurmuş bir modern zaman gurusu. Siz de YGA Konferansı'na katılarak onu ve ekibini tanıyabilirsiniz.
Hem ermek için Hindistan yerine Lütfi Kırdar'a gitmek daha ucuz ve basit bir yol değil mi?
(Geçen hafta Kartepe'de düzenlenen 4. Or-ge Kamp ve bugünlerde katıldığım Fikir Toplama Kampı'nı daha sonra yazacağım. Çünkü şimdi YGA başvuru dönemi.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder